Röportaj: Şükriye Tahir
Cihan Kılıç Aydın… Türkiye’nin önemli iş kadınlarından biri o… İsmi gibi heybetli, bir o kadar da güçlü, başarılı, prensipli ve güzel kalpli, olağanüstü bir kadın o… Techno Bussiness Mag dergisinin kapağında ağırlamaktan onur duyuyorum. Zira göz yaşartan ve ilham olan bir başarı hikayesine sahip Cihan Kılıç Aydın… 21 yaşında hiç kimseden destek almadan kurduğu tercümanlık ofisi, Türkiye’de şubeleşmeye devam ederken dünyaya da açıldı… Sağlık turizmi ve eğitim danışmanlığı alanlarında da çok önemli girişimleri var. Gençlere ve kadınlara umut dolu mesajlar verdi. Ayrıntıları röportajımızda okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar…
Cihan Hanım sizi tanıyalım.
Ben Cihan Kılıç Aydın. 1970 İstanbul doğumluyum. Eğitim hayatımdan sonra 21 yaşında kendi ofisimi açtım. 1991 yılında tek kelime İngilizce bilmeden tercüme bürosu işletmeciliğine başladım ve Eylül Çeviri firmasını kurdum. O günden bugüne de işletmeciliğim devam ediyor. Kadıköy’de açtığım küçük ofisim, artık Türkiye’de; İstanbul, Ankara ve İzmir’de olmak üzere 7 şubesi ile faaliyetlerini sürdürüyor. Ayrıca İngiltere’de son dört yıldır şubeleşmeye devam ediyorum. Firmamda dünyanın bütün dillerinde tercümanlarımız mevcut. Hizmet sektöründe de sayılı, hatırı sayılır firmalardan biriyim. Ayrıca Healt Life markası ile de sağlık turizmi alanında hizmet veriyorum.
Kimlere ağırlıkta hizmet veriyorsunuz?
Ülkenin önde gelen tüm kurum ve kuruluşlarına hizmet veriyorum. Hukuk firmaları, silah sanayi, savunma sanayi, nükleer santraller, sağlık sektörü, eğitim gibi birçok firmaya hizmet veriyorum.
Peki, yurt dışındaki yapılanma da tercümanlık alanında mı hizmet veriyor?
Evet yurt dışında da tercümanlık alanında ağırlıklı olarak hizmet vereceğiz. Ama turizm danışmanlığı da yapmayı hedeflediğimiz işlerden bir tanesi. Ayrıca eğitim danışmanlığına da yoğunlaşacağız.
Peki başarınızın sırrı ne?
Klasik olacak, ama, ÇOK ÇALIŞMAK. İkincisi de DÜRÜST olmak. Eğer bir işte dürüstseniz ve yaptığınız işe inanıyorsanız, işinizi doğru bir şekilde yapmaya gayret ediyorsanız, o işi kendiniz bilmiyorsanız bile doğru insanlarla iş birliği yapıp o şekilde ilerleyebilirsiniz.
Çok çalışmanın sınırları ve kriterleri neler?
Çok çalışmadan kastım şu. Ben hiçbir zaman, hiçbir şeyden vazgeçmedim.
Kapıdan kovdular, bacadan girdim. Bacadan kovdular, camdan girdim. İnandığım şey neyse, o inandığım şeyin sonuna kadar gittim. Çok çalışmaktan kastım aslında bu. Dolayısıyla herhalde formülü budur diye düşünüyorum. Vazgeçmemek…
İnsan beynini hiçe saymak doğru bir şey değil!
Peki gençlere de bir mesaj verelim mi bu anlamda? Onlar çok önemli, çünkü çok ciddi rakipleri var karşılarında, yapay zeka var. Dolayısıyla birçok meslek grubu artık yapay zekanın tekeline geçiyor ve birçok insan artık işini kaybedebilir deniliyor. Ben aslında yapay zekanın insandan daha zeki ve becerikli olduğuna inananlardan değilim. Bence insan çok daha becerikli ve yapay zekayı 3’e 5’e katlayacak potansiyele sahip. O anlamda gençler mesela ne yapsınlar, neye özen göstersinler, hangi meslek gruplarına yönelsinler ki, gelecekte yapay zeka onların işini ve hayatını ellerinden almasın.
Benim işim aslında yapay zekanın tehditinde olan en yoğun işlerden bir tanesi. Ben onun için şöyle demek istiyorum. İnsan beyninin önüne şu anda mevcut teknolojilerle herhangi bir şeyin geçebileceğine ben de inanmıyorum. Evet, tıpkı cep telefonları ya da buzdolapları gibi insanın hayatını etkileyecek bir sürü makineler olacaktır. Ama bunların hepsi insana hizmet etmek için var. Dolayısıyla insan beynini hiçe saymak doğru bir şey değil.
Evin köpeğinden bile sonra yemek yiyen bir toplumun mensubuyum ben.
Kadınlarımıza ve genç kızlarımıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Hayatta nasıl yol alsınlar?
Kendilerine inansınlar. Benim çok güçlü bir annem vardı. Biz altı kız kardeşiz. Doğu kökenli bir ailenin kızıyım ben. Kadının gerçekten olmadığı bir toplumdan geliyorum. Evin köpeğinden bile sonra yemek yiyen bir toplumun mensubuyum ben. Ve ilk zamanlar babam rahmetli beni okuldan alacaktı. Ama ben sülalenin ilk okuyan kızıyım. Çünkü annem o kadar dirayetli ve net durdu ki, onun o dirayeti ve net duruşu sayesinde gerçekten biz de hayata hep dirayetli ve net durduk.
Ben sülalenin okuyan ilk kızıyım.
Zannedersem davranışlarımıza sirayet etti annemin o duruşu. Dolayısıyla kendine inandığında, annen sana inandığında, yine bir kadın sana inandığında sen de yürümeye devam ediyorsun, başarıyorsun. Benim altı kız kardeşimin de ayrı ayrı başarı hikayeleri var. Hepsi de dediğim gibi Doğu kökenli bir ailenin kızlarıyız biz. Kadının olmadığı bir toplumdan geliyoruz.
Biz başarabildiysek herkes bence yapabilir.
Ben kendime o kadar çok inanırdım ki, karşı taraf da bana inanmak zorunda kalırdı.
Gençlere söyleyeceğim şey ise asla vazgeçmemeleri. Şartlar ne olursa olsun… Onların kendilerine inancı çok önemli. Gençleri çok yargılayan bir nesilden değilim. Onlara çok inanıyorum ve çok güzel şeyler yaptıklarını da görüyorum. Ama sorun şu, onlar kendilerine inanmıyorlar. Dolayısıyla lütfen kendilerine inansınlar. İnsanların onlara dayattığı “başaramazsın, yapamazsın” klişelerinden uzak dursunlar. Ben 21 yaşındaydım tercüme büromu açtığımda. İnsanların bana bakışları hala gözümün önünde. “Yapabilecek misin? Olacak mı? Ertesi güne yetişecek mi?” diye hep konuşurlardı. Ben ise kendime o kadar çok inanırdım ki, karşı taraf da bana inanmak zorunda kalırdı. Onun için insanın yaşının ne olduğu bence önemli değil. Çok ileri yaştaki bir insan kendine inanmıyorsa o da başaramıyor. Ama genç olup da kendine inanan birisi birçok şeyi başarabiliyor. Tarihte de binlerce örneği var. Bunun için bence bizim gençlerimiz de başarabilir, vazgeçmesinler.
Peki son olarak bu işinizi kurmadan önce bu şekilde zincir bir ağ kurabileceğinizi o zamanlar düşünebiliyor muydunuz, hayal edebiliyor muydunuz ya da evet ben bunu yapacağım mı diyordunuz ve bundan sonraki hedeflerin neler?
Vallahi aslında hep bir iş kadını olmayı hayal ediyordum. Çünkü annemin bana verdiği şey, para kazan, iş yap, en iyisini yap öğütleriydi. Annem iş kadını ne demektir bilmiyordu ama çizdiği model buydu. Ben de o modelin peşinden gittim açıkçası. Başardıkça daha çok, gittikçe daha çok… Şimdi de İngiltere’de daha iyisini yapmak adına girişimlerde bulunuyorum ve bu doğrultuda çalışıyorum. İnşallah Türkiye’de yakaladığım başarıyı orada da elde ederim. Tabii bu bir ekip işi, tek başıma yapabileceğim bir şey değil. Doğru insanlarla beraber ilerlememiz gerekiyor ki, biz de beraber daha iyi şeyleri yapabilelim.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Şunu eklemek istiyorum. Seninle tanıştım, çok güzel, çok özel birisin ve bence senin de büyük başarı hikayen var. Her kadın gibi. Allah bizi bir araya getirdiyse vardır bir hikmeti diye düşünüyorum. Onun için herkesin birbirine katacak çok bir şeyi var. Kadın erkek ayırmaksızın düzgün ve doğru insan olmaya çalışıp, beraber bu yolda yürümeye devam edelim istiyorum.